Kalp Sağlığımızı Nasıl Koruruz? Uzmanından Altın Değerinde Tavsiyeler!

Kalp Sağlığımızı Nasıl Koruruz? Uzmanından Altın Değerinde Tavsiyeler!

Uzmanlar, kalp ve damar rahatsızlıklarının özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ölümlerin ana sebeplerinden biri olduğuna dikkat çekiyor. Ayrıca erken tanı ve gelişen tıbbi imkanların bu rahatsızlıkların tedavisinde önemli olumlu etkileri olabileceğini söylüyor uzmanlar. Peki kalp sağlığımızı korumak için neler yapmalıyız? Uzmanlar cevapladı. 

ERKEN TANI ÇOK ÖNEMLİ

Medicana International Ankara Hastanesi'nde Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı olarak görev yapmakta olan Prof. Dr. Neyyir Tuncay Eren, TÜİK verilerini baz alarak yalnızca 2018 yılında ülkemizde 162 bine yakın kişinin kalp ve damar hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirdiğini hatırlatarak "Bu ölümlerin yaklaşık 80 bini koroner kalp hastalıkları nedeniyle olmuştur. Günümüzde tanı ve tedavi olanakları bu kadar ilerlemişken insanların sinsi seyreden kalp hastalıkları nedeniyle aniden yaşamını yitirmesi çok üzücüdür. Erken tanı koyulmak ve uygun tedaviler yapılarak bu 162 bin kişinin en az 100 bininin yaşamını kurtarmak mümkündü. Bugün artık kalp hastalıklarının risk faktörlerini neredeyse bilmeyen yok... Şişmanlık, sigara tüketimi, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, hareketsiz yaşam, yüksek kolesterol ve trigliserid düzeyleri, ailede kalp hastalığının sık görülmesi, diğer genetik özellikler başta gelen faktörlerdir. Dünya Sağlık Örgütü kan basıncı, şişmanlık, yüksek kolesterol düzeyi, sigara içiminin kontrolü ve uygun yaşam değişiklikleri ile kalp ve damar hastalıklarının görülme sıklığının yarıya indirilebileceğini bildirmiştir. Yani yukarıda sayılan risk faktörlerinin büyük bir kısmı değiştirebileceğimiz faktörlerdir" sözlerini kullandı.

RİSK OLMASA BİLE 5 YILDA BİR KONTROL EDİN

Kalp ve damar hastalıklarına yakalanmada değiştirilemeyecek majör risk faktörleri de bulunduğunu ifade eden Dr. Eren, bunların en önemlilerinin genetik olduğunu vurguladı. Dr. Eren, “Yapılan araştırmalar birinci derece akrabalarda erken yaşlarda kalp hastalığı ortaya çıkmış olan bireylerde kalp damar hastalığı gelişme, hatta erken yaşlarda ortaya çıkma olasılığı diğer bireylerden 4-5 kat daha fazla olduğunu göstermiştir. Ailesinde birden fazla erken yaş koroner kalp hastalığı görülen bireylerde ise bu olasılık çok daha kuvvetlenir.” şeklinde konuştu.

RİSK FAKTÖRLERİNİN İYİ ŞEKİLDE DEĞERLENDİRİLMESİ ÇOK ÖNEMLİ

Koroner damarlarda rastlanan darlıkların her zaman şikayetle sonuçlanmadığını vurgulayan Dr. Eren, “Rastlantısal olarak tanı koyulmuş veya ani bir kalp atağı geçirmiş kişilerin önemli bir kısmı önceden herhangi bir şikayeti olmadıklarını bildirmektedirler. Bu nedenle risk faktörlerinin çok iyi değerlendirilmesi ve sağlık kontrollerine yeterince önem verilmesi gerekmektedir. Normalde 40 yaşın üzerindeki herkesin bir defaya mahsus bir kalp ve damar hastalıkları yönünden değerlendirmeden geçmesi ve major risk faktörlerini taşımıyorsa 5 yılda bir bu kontrolleri yaptırması gerekmektedir. Major risk faktörlerini taşıyan bireylerin ise yılda bir kez bu kontrolleri yaptırması sürpriz bir kalp krizine mani olmak açısından çok önemlidir. Kuvvetli pozitif aile hikayesi olanlar başta kolesterolleri olmak üzere tüm kalp değerlendirmelerini mutlaka yaptırmalılar.” uyarısında yapıyor.

GENEL SÖYLEMLER HERKES İÇİN UYGUN DEĞİL

Kuvvetli aile hikayesi ve/veya genetik sorunlara sahip olan, gençken veya çocuk yaşlarda bypass ameliyatı olan hastaların da mevcut olduğunu dile getiren Dr. Eren, “Bu aşamada sağlık profesyonellerinin de “onu yemeyin, bunu bol bol yiyin” veya “ kolesterol ilacı kullanmayın” gibi riskli insanların da yaşamlarını tehlikeye atabilecek genel söylemlerden kaçınmaları lazımdır. Çünkü normal topluma verilecek nasihatler ile hasta grupların yapmaları gereken şeyler birbiriyle uyuşmayabilir. Hekimlerin toplumu bilgilendirme sorumluluklarını dikkatle yerine getirmeleri gerekir” dedi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.